top of page

Freud’un Psikanalizin Temellerini Atan Eseri: Düşlerin Yorumu

  • Yazarın fotoğrafı: Merve Yalazer
    Merve Yalazer
  • 8 Tem 2024
  • 3 dakikada okunur

"Sigmund Freud’un 1899 yılında bilimsel olarak incelemeye başladığı ve rüyalara dair bakışları kökten değiştiren düşlerin tarihi çok daha eskilere dayanmaktadır. ‘Rüya’ kelimesi, kökeni ‘düş’ olan ‘düşünmek’ eyleminden türeyen bir düşünsel süreçtir ve insanlık tarihi kadar eski olduğu varsayılmaktadır. En eski rüya yorumlamalarının MÖ 3100 yıllarında Sümerler tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Rüyalardaki simgeler rehber kabul edilerek şehirler kurulmuş, savaşlar yapılmış ve kurbanlar adanmıştır.


Sigmund Freud'un "Düşlerin Yorumu" adlı eseri, sadece düşlerin bilimsel incelenmesine değil, aynı zamanda psikanalizin temellerinin atılmasına da büyük katkı sağlayan önemli bir çalışmadır. Freud, bu kitapta, düşlerin kendine özgü yasaları olan örgütlü bir ruhsal etkinlik olduğunu savunarak hem halk arasındaki yaygın inanışlara hem de döneminin bilimsel görüşlerine meydan okur.

 

Freud’un dört yıl süren uzun uğraşları sonucunda ortaya çıkan ve düşlerin yorumuna dair o güne kadar yayımlanmış olan bilimsel çalışmaların derlemesini de içeren bu eser, Freud'un kendi düşlerini analiz etmesiyle gelişen oto analiz (kendi kendini analiz etme) tekniğinin tohumlarını, babasının iç benliğinde tüm geçmişini uyandıran (1) ölümünden sonra atmıştır. Freud'un bu eseri, bilimsel bir araştırmanın ötesinde, kişisel bir yas ve içsel krizle başa çıkma sürecinin ürünü olarak da değerlendirilebilir. "Düşlerin Yorumu," gece düşlerinin açıklanmasından çok daha fazlasını sunar; ruhsal yaşamın bilinçdışına dair derin bir kavrayış ve psikanalitik yorumlama tekniğinin keşfiyle hem normal hem de patolojik ruhsal işleyişe dair genel bir anlayış önerir.


Freud, düşlerin kişinin kendi zihinsel üretimi olduğunu ve tanrılar veya şeytanlardan gelen mesajlar olarak görülmemesi gerektiğini vurgular. Bu, oldukça yenilikçi bir yaklaşımdır. Psikanaliz eski bir teknik olarak bilinse de, Freud'un rüya analizleri ve yorumları bu alanda yenidir (2).

 

Düşlerin Görünür ve Gizil İçeriği: 

Düş gören kişinin anlatımı, düşlerin “görünür” - ve hatta bazen anlaşılmaz - içeriğini oluştururken, hastanın çağrışımlarının ışığında “düşlerin gizil içeriği” deşifre edilmektedir. Halbuki, düşlerin gizil (gizlenmiş) ve görünür içerikleri, hastanın ruhsallığı aracılığıyla birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Görünür içeriğin işlevi, gizil içeriğin tanınmazlığını sağlamaktır. Düş yorumunun işlevi ise bu süreci tersine çevirmek, yani görünür içerik içerisinde saklanan ipuçları aracılığıyla gizil içeriği anlamlandırmaktır.

 

Kitapta, düşlerin bilinçdışı veya bastırılmış/baskılanmış arzuların doyumunda nasıl bir rol oynadığı da örneklerle detaylandırılmıştır. Düş oluşumunda rol oynayan beş temel mekanizma olan yoğunlaştırma, yer değiştirme, şekillendirme işlemi/şekillendirilebilirlik, ikincil işleme ve dramatizasyon kavramları hakkında da bilgi sahibi olmak mümkündür. Bu mekanizmalar kısaca şu şekilde özetlenebilir:


Rüyaların Bilinçdışı Arzuların Doyumundaki Rolü ve Temel Mekanizmalar

Rüyalar, bilinçdışı arzularımızın ve bastırılmış isteklerimizin doyuma ulaştığı alanlar olarak önemli bir role sahiptir. Rüyaların oluşumunda beş temel mekanizma öne çıkar: yoğunlaştırma, yer değiştirme, şekillendirme, ikincil işleme ve dramatizasyon. Bu mekanizmalar, rüyaların nasıl şekillendiğini ve bilinçdışı arzularımızı nasıl yansıttığını anlamamıza yardımcı olur.

1. Yoğunlaştırma: Yoğunlaştırma, pek çok öğenin tek bir öğede sıkıştırılmasıdır; bir öğe birden fazla anlam taşıyabilir. Arzuların kılık değiştirerek anlaşılması zor bir hale bürünmesidir. Dil sürçmeleri ve esprilerde de benzer yapılar görülebilir.

2. Yer Değiştirme: Rüyalarda önemsiz gibi görünen detaylar önemli öğeleri simgeleyebilir, önemli öğeler ise önemsiz gibi görünen detaylar içerisine gizlenmiş olabilir. Anlatılması gereksiz bulunan detaylar, önemli ipuçları barındırabilir.

3. Şekillendirme: Düşüncelerin görsel öğelere dönüştürülmesidir. Örneğin, özgürlüğünü kısıtlanmış hisseden bir kişinin rüyasında "Özgürlük" isimli bir apartmanda oturduğunu görmesi gibi.

4. İkincil İşleme: Arzunun bilince sızmasını zorlaştıran bu mekanizma, rüya içeriğinin kendi içinde anlaşılır bir hikayeye dönüştürülmesidir. Rüyanın her anlatılışında içerik değişse de, arzunun özü aynı kalır.

5. Dramatizasyon: Düşüncelerin durumlara dönüştürülmesi sürecidir. Bu, bir oyunun sahnelenmek üzere adaptasyonuna benzetilebilir; düşünceler sahnelenir ve yaşanır hale gelir.


Bu mekanizmalar, rüyaların karmaşık yapısını ve bilinçdışımızla olan bağlantısını daha iyi anlamamıza yardımcı olur.


Rüyalar hakkında daha derin kavrayış sahibi olmak isteyen okurlar, Freud'a giriş yapmak isteyen okurlar veya rüyaları bilimsel temellerde yorumlamaya çalışmak isteyen okucular için giriş kitabı niteliğinde bir kitap olacaktır. Bu yazıda sizlere kısaca kitapta bulabileceğiniz temel konulardan bahsetmek istedim. 

Anahtar Kelimeler/Kavramlar

Freud, Düşlerin Yorumu, psikanaliz, bilinçdışı, düş yorumu, rüya analizi, yoğunlaştırma, yer değiştirme, şekillendirme işlemi, ikincil işleme, dramatizasyon, sansür, bilinçdışı arzular, semboller, oto analiz, psikoloji kitabı, ruhsal etkinlik, zihinsel üretim.

 

1. Phillips, A. (2017). Freud olmak: Bir psikanalistin gelişimi (Ş. Tokel, Çev.). Yapı Kredi Yayınları. (2. baskı).

2. Freud, S. (2001). Düşlerin Yorumu 1 (E. Kapkın, Çev.). Payel Yayınları.

 
 
 

Comments


Klinik Psikolog Merve Yalazer Logosu

+90 545 160 59 00

bottom of page